10 Mayıs 2008 Cumartesi

HIDIRELLEZ BAYRAMININ İKİNCİ GÜNÜ


Hıdırellez Bayramının ikinci gününde bir başka Türkmen köyüne misafir oldum.
Bu özel günü 'dede' ziyaretine ayırmışlardı. Sabah hava yağmurlu olmasına rağmen, öğleden sonra açmış ve yıllardan bu yana taşıdıkları geleneklerini yerine getirmelerine imkan tanımıştı.

Ben oraya ulaştığımda çoktan ocaklarda ateşler yakılmış, kahveler içilmişti bile.

Kaz Dağlarının en yuksek tepelerinden birinde, yol göstermez ağaçların arasına saklanmış ilk 'dede'den geçti yolumuz. Başında, saygıyla boynunu eğmiş koca bir çam ağacı vardı. Burda bir ışık görmüş olan atalardan biri, bu noktayı hemen taşlarla çevrelemiş. İçeri giriyor, niyazınızı bildiriyor, taşını öpüyor, isterseniz mum yakıyor sonra da, dedeye arkanızı dönmeden arka arka giderek ordan çıkıyorsunuz. Aklıma Peru, Tibet, Mısır, Ölümsüz Üstatların Öğretisi gelmedi değil. Binlerce yıllık bir şaman geleneğinin uzantısı beni enerjisiyle kuşatmıştı adeta.











sonra tepeye doğru uzanan bir yoldan ikinci 'dede' ye yöneldik.













Onun etrafı da çevrelenmişti. Bakım yapılmış, boyanmış, süslenmiş, mumlar yakılmış. Etrafında arazinin elverdiğince ailelere ayrılmış ocak adı verilen, düzleştirilmiş bölümler vardı. Kilimlerini yaymışlar, ateşlerini yakmışlar, pilavlar, etler, çaylar, kahveler. Bir araya geldikleri bir piknik yeri. Salıncaklar kurulmuş, herkes sallanıyor. Eğleniyor. Bayram yeri. Karşı tepeleri gösterdiler. Oralarda da dedeler varmış. Ve onların geceleri birbirlerini ziyarete gittiklerini görenler de, gördüklerini anlattılar. Yaşamın doğal bir parçası gibi, abartmadan, hayret etmeden, tapınmadan. Sadece yaşamın kutlanacak bir parçası olarak. Sonra ateşlerine su döktüler, toplandılar ve dağdan aşağı indiler. Tek çöp bırakmadan geride. Kahkahaları dalga dalga yankılandı tepelerde.

Sohbet ettik. Kültürlerinin korunması gerektiğini anlatmaya çalıştım dilim döndüğünce. Bu çok özel bayramın bir parçası olmaktan o denli mutlu oldum ki, döndüğümde köylerden geri, karavanımın üstüne gökkuşağı doğmuştu.

Hiç yorum yok: